12 Ekim 2008 Pazar

imza atmak zor iş azizim

Cuma günü hayatımda ilk defa birisi benden imza istedi. Elbette resmi bir belge için değil, kendi yazdığım bir eser için.

Cuma sabahı TÜSİAD-Koç Ekonomik Forum'un Marmara Otel'de düzenlediği 'Küresel Kapitalizmin Geleceği ve Türkiye' adlı konferansa dinleyici olarak katıldım. Konuşmacılardan birisi de asistanı olduğum ve birlikte çalıştığımız Ziya Hoca idi. Hem son zamanlarda konu üzerinde çalışmam hem de Ziya Hoca'nın konuşmasını birlikte hazırlamamız nedeniyle olayın bir hayli içerisindeydim. Dahası, Ziya Hoca ile birlikte yazdığımız ve birkaç hafta içerisinde yayınlanacak makalemiz de bu konuyla örtüşüyordu ve konferansta dinleyicilere dağıtıldı.

Dağıtılan bu makaleden anı olması için bir tane de ben aldım. Dağıtılan diğer makale ve materyallerle beraber elimde tutarak dinledim konuşmaları. Yanımda oturan kişi -yaşı itibariyle amcayla dede arasıydı- bu makalelerden kalmadığından yakındı. Ben de kendisine verebileceğimi söyleyerek makaleyi uzattım. Teşekkür etti ama benim okuyup okumadığımı sordu. Ben de 'ben yazdım zaten' diyerek cevap verdim (bkz. karizmatik cevaplar). Şaşkınlıkla karışık bir hoşuna gitme ifadesi belirdi adamın yüzünde. Makaleyi bir şartla alacaktı, imzalamam gerekiyordu. Önce yazılarını imzalayacak kadar önemli biri olmadığımı söylesem de adamın bu teklifini geri çevirmek kabalık olacaktı. İlk sayfanın üzerine özensiz bir imza bıraktım.

Bu imzayı düşündüğümde içimi burkan bir acemilik yüzüme çarpıyor. Herhangi bir kağıdı imzalar gibi imzalamıştım. Sevgilerle ya da adamın adını yazmak icap ediyordu galiba. Neyse tecrübe kazanmış biri olarak bir dahaki imzamı daha dikkatli atacağım, umarım.

4 yorum:

Sadun dedi ki...

Başlığa itafen: sen gel de memurluğu aratmayan askerliği gör bir de. Günde en az 20-30 imza atıyorum ki bazı günlerde rahat 100'ü geçiyor bu rakam... (Abartmıyorum!)

emre dedi ki...

Tecrübelerinden faydalanmak isterim:)

Sadun dedi ki...

Bir yerden sonra düz çizgiye yakınsayan bir imzan oluyor. En büyük tecrübem bu :D

Bensel dedi ki...

Makalenizde gecen "Can Turkey emerge as a new tiger, or will it remain a temporary star?" sorularina kendi arastirmalarimdan da yola cikarak hayir demek isterim...
Birincisi maalesef hayir, ikincisi ise tabiyki hayir...
Guzel bir arastirma...